28 Ekim 2015 Çarşamba

GEZİ STAJI( 2.SINIF)


GEZİ STAJI:


GAZİANTEP:

Gaziantep’in iklim özellikleri sıcak ve kuru. Bu bakımdan civardaki evler de bu iklim tipinden korunacak şekilde şekillenmiş.Bu iklim için yaşama koşullarının en uygun olduğu bölge vadiler.Bu nedenle evler genellikle Gaziantep’in vadilerinde konumlanmış.Bu iklim tipinde sudan yararlanma çok önemlidir ki kuruluğu alıp götürsün. Bu nedenle de evler genellikle avululu ve avlularında çeşme,havuz  vb. yerler bulunuyor.Bu havuzlu,çeşmeli evler Gaziantep’in sıcağındaki kuruluğu götürmek ve evde yaşayanlar için yaşam konforu sağlamak için çok önemli.

-Bu ev tiplerinde avlu yapılmasının genel sebebi gölgeyi sağlamak ve güneşten,güneş tarafından korunup içeride kendine ait kuzeye bakan soğuk bir mekan elde edebilmek.Yazın güneye bakan salonlarından uzaklaşıp kapıları güneşlikleri kapatıp bu kendilerine ait yarattıkları serin ortamlarda, akşamları ve kışın ise tüm günün sonunda ısınmış bu ortama geri dönüp ısınıyorlar.

-Asfalt kullanımı bu tip yerlerde yoktur ve hiç kullanılmaz.Onun yerine sokaklarda da hep soğuk taşlar kullanılır.Bu Gaziantep’in hem karakteristiğini oluşturur hem de onun sıcak iklimden yazın korunmasını sağlar.

-Avlularda yetiştirilebilecek her tip bitki de aynı şekilde sıcağa karşı bir önlem oluşturur ve kuruluğun gitmesine yardım eder.Bu bakımdan avlular birçok ekilmiş bitki ve ağaç doludur

-Evler genellikle kompakt,kapalı ve içe dönük  şekilde yapılır.Bu da güneşten korunmanın bir yoludur.

-Gaziantep’te ev içlerinde genellikle mutfak evin diğer bölümlerinden farklı ve ayrılmıştır.Bunun sebebi mutfağın da ayrı bir ısı kaynağı olmasıdır.Servis girişlerinin de güneyde bulunması her zaman daha avantajlıdır.

-Evlerde ve mekanlarda genellikle beyaz kullanılır.

-Güney cephesine bakan pencereler genellikle küçük ve yüksekte bulunur.

-Genellikle duvarlarda ve çatılarda ağır malzemeler kullanılır.Bunun sebebi,sıcağı depolaması ve ağır malzemelerin güneşi yansıtabilme özelliğinin olmasıdır.Kalın malzemeler ısıyı depolar böylece akşamları ve kışın sıcaklık düştüğünde bu ısıyı kullanabilme imkanı verir.

-Bütün bunlar sebebi ile de Gaziantep, Mardin çevre dostu evler konusunda çok uzmanlaşmıştır.Kendilerini nasıl koruyacaklarını düşünürken bu şekilde evler yaparak bu akımın da öncülerinden ve örnek gösterilen yerlerinden biri olmuştur
 
 
 
 
ZEUGMA MÜZESİ/GAZİANTEP:
 

 
-Gaziantep’te olan Zeugma Müzesi dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biridir.
-Mimarisi ile dış cepheden Gaziantep içinde son derece modern bir mimariye sahiptir.İçeriden ise son derece eski dönemler yansıtılmış, ve o dönemin resimleri, taşları , yolları ve gerçek kalıntı duvarlarıyla insanı o döneme götüren özgün bir mimarisi vardır. Kolonlar ve kolon başlıkları bile aynı şekilde getirilmiştir.Aynı zamanda duvarlarda o dönemki kesme taşlarla yapılmış ve o dönemi yansıtmıştır.

 
 
-Zeugma’daki mozaikler on üç  renk armonisinden oluşur.
-Dünya’nın en önemli moziklerinden olan ve aynı zamanda Gaziantep’in de sembolü haline gelmiş “Çingene Kızı” (Gaia) da bu müzede yer alır.Çingeneye benzediği için mozaikin adı çingene kızıdır; ancak bazı mitolojistler de bu yüzün Yer Tanrı’sı Gaia olduğunu söylerler.
 
 
-Zeugma genel olarak, kazılar sonucu ortaya çıkan Roma villaları ve bu villaların tabanlarını süsleyen mozaiklerden oluşur. Bu nedenle içeride birçok Roma villasının içinden kalma banyo, vb. eşyalara rastlamak mümkündür.
 
 
 
 
 
 
-Bu mozaiğin adı tritondur.Posseidon’dan olan oğlu Triton üzerinden resmedilmiş bir mozaiktir.Kaçakçılar tarafından bulunmuş ve Amerika Birleşik Devletine kaçırılmıştır.Hikayeye göre Triton’un babası bütün denizlerin ve nehirlerin Tanrı’sıdır.Dolayısıyla Triton da deniz kızlarıyla birleşerek birsürü çocuk doğurur.Bunların da hepsi aynı babaları gibi balıklara benzerler.

 
 
 
-Bullalar Gaziantep’teki Zeugma müzesinde çok önemli bir yere sahip.Bulla mühür baskısı anlamına gelir.Yani birmektup veya fermanı o dönemlerde bir yere göndericekleri zamanlarda kapatarak üzerine mühür baskısı olan bulla yapıyorlardı.Zeugma da bulunan mühür baskılarının sayısının yaklaşık 100.000 civarında olduğu bilinmektedir.Bu da gerek günümüz tarihçilerine gerek arkeologlara o dönemde bulunmuş bullaların üzerindeki tasvirler yardımıyla o dönemin ekonomik ve sosyal koşulları hakkında birçok bilgiye ulaşmalarına imkan veriyor.
 
URFA :
BALIKLIGÖL:
 




 
-Balıklıgöl Urfa’da  bulunur. Rivayete göre Hz.İbrahim  ateşe atıldığı sırada ateş Tanrı tarafından suya, odunlar ise balıklara dönüşür.Bu bakımdan da adı balıklıgöldür.Burada balınan balıkların kutsal olduğuna inanılır ve bu nedenle dilek dilenerek para atılır.Balıklıgöl’ün etrafındaki her yerde balıklar için yemler satılır.Buraya turist olarak gelen herkes de bu yemleri, kutsal olduğu inanılan balıklara atarak eğlenir.
 
 
ASSOS:
-Assos’ta Kadırga Koyuna giden yollar Roma’dan kalmadır ve Roma döneminde bile örnek olarak gösterilen, medeniyetin orada olduğunu kanıtlayan şeylerdir.Bu şekilde yapılan sağlam yollar günümüzde bile yapılmamaktadır.O yollar için ilk önce yolu iyice kazıyorlar.Dibine açılmasın diye tuğlaları seriyorlar.İlk katta kesitte düşünüldüğünde çapraz daha sonra düz bir sıra seriyorlar.Sonra toprakla doldurup iyice sıkıştırıp en üstüne taş görünümlü tuğla daha serip kapatıyorlar.Bu hem sağlam olmasını, hem de yazın Assos’taki sıcaklığı götürmede kullanılıyor.
 
 
İSRAİL:
AĞLAMA DUVARI:
 
 
 
-Ağlama duvarı Kudüs’te bulunur.Yahudiler için en önemli duvarlardan biridir.Büyük Tapınağın ayakta kalmış Batı duvarıdır bu bakımdan büyük bir önemi vardır.
-Ağlama duvarı 458 m yüksekliğindedir.
-Toprak seviyesinin üstünde yirmi dört büyük taş ve yeraltında kalan 19 büyük taştan meydana gelir. Yerin altında kalan taş sıralarının arasında bazı gizli tüneller olduğu bilinmektedir.(savaşlarda, vb. korunma ve geçiş yolu olarak kullanılmak üzere).Taşlardan bazısının uzunluğu 12m, yüksekliği 1m ve ağırlığı 100 tondur.
-Yahudiler buranın kutsal olduğuna inandıkları için , buraya gelerek Tanrı’ya olan tüm dileklerini ellerini duvara koyarak söylerler.Aynı zamanda bir başka batıl inanç ise bu duvara konulan dilek yazılmış kağıtların gerçekleşme ihtimalinin daha fazla olmasıdır.Bu da buraya gelen tum turistlerin duvardaki açık kalmış kalıntılarına bir şeyler sıkıştırmalarına sebep olur.Bu nedenle ağlama duvarının tüm boşlukları kağıt parçalarından oluşmuştur.
-Ağlama duvarının bazı bölgelerine herkes giremez. Sadece Kohenler ve Levilerin girmesine izin verilir.
-2 kere yapılmıştır.Birincisinde Yunanlılar yıkmıştır.Zaten Yahudilerin önemli bayramlarından biri olan Hanukiya hikayesi de buradan gelir.İkincisini ise Romalılar yıkmıştır.Batıl inanca göre Bet Amikdaş’ı yaparken 2.sınıf her aile işçilere yaptırdı,ancak bu spesifik duvarı yapanlar fakir ailelerdi.Yani başkasına yaptırmadılar, kendileri yaptılar.O yüzden Tanrı’nın o duvarı Romalıların yıkmasına izin verilmediğine inanılmaktadır bu nedenle de kutsal bir duvar sayılır.
 
 
İSRAİL SARONA EVLERİ/TEL AVİV:
-Eski Hollanda ve Alman Evleri,bir Alman kolonisi tarafından inşa edilmiş ve bir sokakta durmaktaydı; ancak oraya yol yapılması gerekiyordu ve evlerin yaşama imkanı kalmamıştı. Bu bakımdan bu hazır yapılmış evlerin yerinin değiştirilmesi gerekiyordu.Bunları zeminden kaldırıp, altlarına o dönemde tekerlekler koyuldu ve yerlerinden kaldırılarak taşınıldı.Hatta sonradan bazılarına engelliler için asansörler yapıldı.Evler daha sonradan yıkılmasın diye de duvarların arasına ince uzun metal çubuklar konuldu.Dışarıda görünen çiviler onlar.İşte bu bahsettiğimiz küçük evcikler şuanda israilde Tel Aviv’de bulunuyor ve Sarano evleri olarak geçiyor.İçleri çoğunlukla ev olarak değil de dağılmış ticari mekanlar olarak kullanılıyor.Bunların içlerini alıyorlar ve yeniden inşa ediyorlar.Çeşitli ayakkabı dükkanlarını,önemli markaları ve restaurantları buraya koyarak insanlar için küçük evciklerden çarşılar meydana getiriyorlar.Bunlar kümeli bir yapı ve dağılmış şekilde bulunuyor.Genellikle kat sayıları olarak en fazla 3’e çıkabiliyorlar.
 



-Eski batıl inanca göre pencerelerin menteşeleri de 2 yüzlüdür. Kadınlar eskiden evde yalnızken, pencerelerini kapar ve menteşelerin kız resimli yüzünü açıkta bırakırlarmış. Bu da dışarıdaki insanlara evde yalnız olduğunu göstermek ve namusu korumak için yapılırmış. Kocasıyla birlikte olduğu zaman ise pencereleri açarak menteşenin erkek görünümlü yüzü takılırmış.


İSRAİL EVLERİNDEKİ SIĞINAKLAR:

-İsrail savaşların ve patlamaların fazlalığı sebebiyle , evlerin içindeki sığınak mimarisi son derece gelişmiş ülkelerden biridir. Yapılan her evin, ya bodrum katında ya da modern evlerde aynı katında sığınaklar bulunur.Sığınaklar tamamen farklı malzeme ve kullanım koşuluyla tam bir güvenlik sağlar.İsraildeki sığınakları sadece evlerdeki ile sınırlamak mümkün değildir. Sokakta,sahil kenarında, alışveriş merkezinde ,otoparklarda vb. her yerin kendine ait bir sığınağı vardır ve olası her durumda sokakta, yolda bile olunsa sığınma imkanı verir.

-Sığınaklar genellikle betondan yapılır ve kalındır.Kapıları ise tamamen metaldir.Hiçbir ses geçirimine izin vermez ve sıcak olur.En önemli özelliği de dışarıdan gelecek füze gibi saldırılara karşı içindeki çelik strüktür ile tam bir koruma kaynağı olmasıdır.Yakına bir füze düşerse sığınak sabit kalıyor, geri kalan her şey yıkılıyor.Sığınaklarda her türlü yiyecek, içecek vb.ihtiyaçlar için dolaplar bulunur.Aynı bir oda gibidir.Yatmak için yatağı, dolabı vb. her türlü ihtiyacı içindedir.

-Genellikle sığınaklar binanın içinde kare prizma şeklinde yapılıyor.

 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder