GEZİ STAJI:
GAZİANTEP:
Gaziantep’in iklim özellikleri sıcak ve kuru. Bu bakımdan
civardaki evler de bu iklim tipinden korunacak şekilde şekillenmiş.Bu iklim
için yaşama koşullarının en uygun olduğu bölge vadiler.Bu nedenle evler
genellikle Gaziantep’in vadilerinde konumlanmış.Bu iklim tipinde sudan
yararlanma çok önemlidir ki kuruluğu alıp götürsün. Bu nedenle de evler
genellikle avululu ve avlularında çeşme,havuz
vb. yerler bulunuyor.Bu havuzlu,çeşmeli evler Gaziantep’in sıcağındaki
kuruluğu götürmek ve evde yaşayanlar için yaşam konforu sağlamak için çok
önemli.
-Bu ev tiplerinde avlu yapılmasının genel sebebi gölgeyi
sağlamak ve güneşten,güneş tarafından korunup içeride kendine ait kuzeye bakan
soğuk bir mekan elde edebilmek.Yazın güneye bakan salonlarından uzaklaşıp
kapıları güneşlikleri kapatıp bu kendilerine ait yarattıkları serin ortamlarda,
akşamları ve kışın ise tüm günün sonunda ısınmış bu ortama geri dönüp
ısınıyorlar.
-Asfalt kullanımı bu tip yerlerde yoktur ve hiç
kullanılmaz.Onun yerine sokaklarda da hep soğuk taşlar kullanılır.Bu
Gaziantep’in hem karakteristiğini oluşturur hem de onun sıcak iklimden yazın
korunmasını sağlar.
-Avlularda yetiştirilebilecek her tip bitki de aynı
şekilde sıcağa karşı bir önlem oluşturur ve kuruluğun gitmesine yardım eder.Bu
bakımdan avlular birçok ekilmiş bitki ve ağaç doludur
-Evler genellikle kompakt,kapalı ve içe dönük şekilde yapılır.Bu da güneşten korunmanın bir
yoludur.
-Gaziantep’te ev içlerinde genellikle mutfak evin diğer
bölümlerinden farklı ve ayrılmıştır.Bunun sebebi mutfağın da ayrı bir ısı
kaynağı olmasıdır.Servis girişlerinin de güneyde bulunması her zaman daha
avantajlıdır.
-Evlerde ve mekanlarda genellikle beyaz kullanılır.
-Güney cephesine bakan pencereler genellikle küçük ve
yüksekte bulunur.
-Genellikle duvarlarda ve çatılarda ağır malzemeler
kullanılır.Bunun sebebi,sıcağı depolaması ve ağır malzemelerin güneşi
yansıtabilme özelliğinin olmasıdır.Kalın malzemeler ısıyı depolar böylece
akşamları ve kışın sıcaklık düştüğünde bu ısıyı kullanabilme imkanı verir.
-Bütün bunlar sebebi ile de Gaziantep, Mardin çevre dostu
evler konusunda çok uzmanlaşmıştır.Kendilerini nasıl koruyacaklarını düşünürken
bu şekilde evler yaparak bu akımın da öncülerinden ve örnek gösterilen
yerlerinden biri olmuştur
ZEUGMA MÜZESİ/GAZİANTEP:
-Gaziantep’te olan Zeugma Müzesi dünyanın en büyük mozaik
müzelerinden biridir.
-Mimarisi ile dış cepheden Gaziantep içinde son derece
modern bir mimariye sahiptir.İçeriden ise son derece eski dönemler yansıtılmış,
ve o dönemin resimleri, taşları , yolları ve gerçek kalıntı duvarlarıyla insanı
o döneme götüren özgün bir mimarisi vardır. Kolonlar ve kolon başlıkları bile
aynı şekilde getirilmiştir.Aynı zamanda duvarlarda o dönemki kesme taşlarla
yapılmış ve o dönemi yansıtmıştır.
-Zeugma’daki mozaikler on üç renk armonisinden oluşur.
-Dünya’nın en önemli moziklerinden olan ve aynı zamanda
Gaziantep’in de sembolü haline gelmiş “Çingene Kızı” (Gaia) da bu müzede yer
alır.Çingeneye benzediği için mozaikin adı çingene kızıdır; ancak bazı
mitolojistler de bu yüzün Yer Tanrı’sı Gaia olduğunu söylerler.
-Zeugma genel olarak, kazılar sonucu ortaya çıkan Roma
villaları ve bu villaların tabanlarını süsleyen mozaiklerden oluşur. Bu nedenle
içeride birçok Roma villasının içinden kalma banyo, vb. eşyalara rastlamak
mümkündür.
-Bu mozaiğin adı tritondur.Posseidon’dan olan oğlu Triton
üzerinden resmedilmiş bir mozaiktir.Kaçakçılar tarafından bulunmuş ve Amerika
Birleşik Devletine kaçırılmıştır.Hikayeye göre Triton’un babası bütün
denizlerin ve nehirlerin Tanrı’sıdır.Dolayısıyla Triton da deniz kızlarıyla
birleşerek birsürü çocuk doğurur.Bunların da hepsi aynı babaları gibi balıklara
benzerler.
-Bullalar Gaziantep’teki Zeugma müzesinde çok önemli bir
yere sahip.Bulla mühür baskısı anlamına gelir.Yani birmektup veya fermanı o
dönemlerde bir yere göndericekleri zamanlarda kapatarak üzerine mühür baskısı
olan bulla yapıyorlardı.Zeugma da bulunan mühür baskılarının sayısının yaklaşık
100.000 civarında olduğu bilinmektedir.Bu da gerek günümüz tarihçilerine gerek
arkeologlara o dönemde bulunmuş bullaların üzerindeki tasvirler yardımıyla o
dönemin ekonomik ve sosyal koşulları hakkında birçok bilgiye ulaşmalarına imkan
veriyor.
URFA :
BALIKLIGÖL:
-Balıklıgöl Urfa’da
bulunur. Rivayete göre Hz.İbrahim
ateşe atıldığı sırada ateş Tanrı tarafından suya, odunlar ise balıklara
dönüşür.Bu bakımdan da adı balıklıgöldür.Burada balınan balıkların kutsal
olduğuna inanılır ve bu nedenle dilek dilenerek para atılır.Balıklıgöl’ün
etrafındaki her yerde balıklar için yemler satılır.Buraya turist olarak gelen
herkes de bu yemleri, kutsal olduğu inanılan balıklara atarak eğlenir.
ASSOS:
-Assos’ta Kadırga Koyuna giden yollar Roma’dan kalmadır
ve Roma döneminde bile örnek olarak gösterilen, medeniyetin orada olduğunu
kanıtlayan şeylerdir.Bu şekilde yapılan sağlam yollar günümüzde bile
yapılmamaktadır.O yollar için ilk önce yolu iyice kazıyorlar.Dibine açılmasın
diye tuğlaları seriyorlar.İlk katta kesitte düşünüldüğünde çapraz daha sonra
düz bir sıra seriyorlar.Sonra toprakla doldurup iyice sıkıştırıp en üstüne taş
görünümlü tuğla daha serip kapatıyorlar.Bu hem sağlam olmasını, hem de yazın Assos’taki
sıcaklığı götürmede kullanılıyor.
İSRAİL:
AĞLAMA DUVARI:
-Ağlama duvarı Kudüs’te bulunur.Yahudiler için en önemli
duvarlardan biridir.Büyük Tapınağın ayakta kalmış Batı duvarıdır bu bakımdan
büyük bir önemi vardır.
-Ağlama duvarı 458 m yüksekliğindedir.
-Toprak seviyesinin üstünde yirmi dört büyük taş ve
yeraltında kalan 19 büyük taştan meydana gelir. Yerin altında kalan taş
sıralarının arasında bazı gizli tüneller olduğu bilinmektedir.(savaşlarda, vb.
korunma ve geçiş yolu olarak kullanılmak üzere).Taşlardan bazısının uzunluğu
12m, yüksekliği 1m ve ağırlığı 100 tondur.
-Yahudiler buranın kutsal olduğuna inandıkları için ,
buraya gelerek Tanrı’ya olan tüm dileklerini ellerini duvara koyarak
söylerler.Aynı zamanda bir başka batıl inanç ise bu duvara konulan dilek
yazılmış kağıtların gerçekleşme ihtimalinin daha fazla olmasıdır.Bu da buraya
gelen tum turistlerin duvardaki açık kalmış kalıntılarına bir şeyler
sıkıştırmalarına sebep olur.Bu nedenle ağlama duvarının tüm boşlukları kağıt
parçalarından oluşmuştur.
-Ağlama duvarının bazı bölgelerine herkes giremez. Sadece
Kohenler ve Levilerin girmesine izin verilir.
-2 kere yapılmıştır.Birincisinde Yunanlılar
yıkmıştır.Zaten Yahudilerin önemli bayramlarından biri olan Hanukiya hikayesi
de buradan gelir.İkincisini ise Romalılar yıkmıştır.Batıl inanca göre Bet
Amikdaş’ı yaparken 2.sınıf her aile işçilere yaptırdı,ancak bu spesifik duvarı
yapanlar fakir ailelerdi.Yani başkasına yaptırmadılar, kendileri yaptılar.O
yüzden Tanrı’nın o duvarı Romalıların yıkmasına izin verilmediğine
inanılmaktadır bu nedenle de kutsal bir duvar sayılır.
İSRAİL SARONA EVLERİ/TEL
AVİV:
-Eski Hollanda ve Alman Evleri,bir Alman kolonisi
tarafından inşa edilmiş ve bir sokakta durmaktaydı; ancak oraya yol yapılması
gerekiyordu ve evlerin yaşama imkanı kalmamıştı. Bu bakımdan bu hazır yapılmış
evlerin yerinin değiştirilmesi gerekiyordu.Bunları zeminden kaldırıp, altlarına
o dönemde tekerlekler koyuldu ve yerlerinden kaldırılarak taşınıldı.Hatta
sonradan bazılarına engelliler için asansörler yapıldı.Evler daha sonradan
yıkılmasın diye de duvarların arasına ince uzun metal çubuklar konuldu.Dışarıda
görünen çiviler onlar.İşte bu bahsettiğimiz küçük evcikler şuanda israilde Tel
Aviv’de bulunuyor ve Sarano evleri olarak geçiyor.İçleri çoğunlukla ev olarak
değil de dağılmış ticari mekanlar olarak kullanılıyor.Bunların içlerini
alıyorlar ve yeniden inşa ediyorlar.Çeşitli ayakkabı dükkanlarını,önemli
markaları ve restaurantları buraya koyarak insanlar için küçük evciklerden
çarşılar meydana getiriyorlar.Bunlar kümeli bir yapı ve dağılmış şekilde
bulunuyor.Genellikle kat sayıları olarak en fazla 3’e çıkabiliyorlar.
-Eski batıl inanca göre pencerelerin menteşeleri de 2
yüzlüdür. Kadınlar eskiden evde yalnızken, pencerelerini kapar ve menteşelerin
kız resimli yüzünü açıkta bırakırlarmış. Bu da dışarıdaki insanlara evde yalnız
olduğunu göstermek ve namusu korumak için yapılırmış. Kocasıyla birlikte olduğu
zaman ise pencereleri açarak menteşenin erkek görünümlü yüzü takılırmış.
İSRAİL EVLERİNDEKİ
SIĞINAKLAR:
-İsrail savaşların ve patlamaların fazlalığı sebebiyle ,
evlerin içindeki sığınak mimarisi son derece gelişmiş ülkelerden
biridir. Yapılan her evin, ya bodrum katında ya da modern evlerde aynı katında
sığınaklar bulunur.Sığınaklar tamamen farklı malzeme ve kullanım koşuluyla tam
bir güvenlik sağlar.İsraildeki sığınakları sadece evlerdeki ile sınırlamak
mümkün değildir. Sokakta,sahil kenarında, alışveriş merkezinde ,otoparklarda vb.
her yerin kendine ait bir sığınağı vardır ve olası her durumda sokakta, yolda
bile olunsa sığınma imkanı verir.
-Sığınaklar genellikle betondan yapılır ve kalındır.Kapıları
ise tamamen metaldir.Hiçbir ses geçirimine izin vermez ve sıcak olur.En önemli
özelliği de dışarıdan gelecek füze gibi saldırılara karşı içindeki çelik
strüktür ile tam bir koruma kaynağı olmasıdır.Yakına bir füze düşerse sığınak
sabit kalıyor, geri kalan her şey yıkılıyor.Sığınaklarda her türlü yiyecek,
içecek vb.ihtiyaçlar için dolaplar bulunur.Aynı bir oda gibidir.Yatmak için
yatağı, dolabı vb. her türlü ihtiyacı içindedir.
-Genellikle sığınaklar binanın içinde kare prizma
şeklinde yapılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder